Toplumuzun adalet duygusu zedelenmiştir.
Adalet ; hakkaniyettir. Yasaların adil, tarafsız ve hakkaniyetli olarak herkese eşit uygulanmasıdır.
Adalet ; doğrunun aranması, sorulması ve bulunması sorumluluğudur. Devletindir bu sorumluluk.
Toplumun bireyleri, devletlerinden birçok başka işlevleri beklediği gibi ve belki de en çok adil, adaletli tutum bekler.
Suç ve ceza arasında bir karşılıklık ve denge olmalıdır.
Bir hükümlünün, hem de ağırlaştırılmış mmüebbetten, 18-20 yıla mahkum bir hükümlünün eş ve ana-babalık hakkının elinden alınması ne demektir ?
Şu demektir ; eşini,evladını ziyaretçi olarak göremez, belki de onlarla yazışamaz. Ölüm demektir bu. Adı konulmamış ölüm fermanı.
Ne menem bir adalet duygusudur bu ? Ne biçim bir ceza anlayışıdır ? Bırakınız bu insanların hakikaten suçlu olup olmadıklarını bir kenara, ne insafsızlık, bu ne hınçtır ? Ve neye karşı ? Darbe mi ? Darbeye teşebbüs mü? Alın size darbe, teşebbüs falan da değil, anlı şanlı darbe. Failleri bellidir, sonuçları ortadadır. Otuz iki yıldır ne yapılmıştır ? Ama amaç üzüm yemek değildir. Adalet hiç değildir.
Toplumumuzun adalet duygusu derinden sarsılmıştır. Vicdanı rahatsızdır.
Kuşkusuz hiçbir vatandaş, kanunlar karşısında suç oluşturan şeyleri savunmaz.
Gerçek suçlardan bahsediyorum burada. Sonradan ısmarlama kanun değişiklikleri ile minare kılıf misali "yaratılmış suçlardan" değil.
Gerçek suç hırsızlıktır, milleti, devleti soymaktır, nüfuz ile haksız zengişleşmedir.
İnsanların insanca yaşama , çalışma, okuma, inanma ya da inanmama özgürlüğünü gizli ve açık yollarla engellemektir suç.
Suç bu ülkenin insanları arasında gizli ya da açık ayrımcılık yapmaktır. Bizden- onlardan demek, din , dil, ırk, mezhep, cinsiyet, fikir ayrılıklarını bahane ederek kimini kayırmak, kimini de korkutmaya , sindirmeye çalışmaktır.
Suç, bu ülkenin her bir kıyı- köşesine ve bu ülkenin her bir ferdine, vatandaşına çağdaş eğitim, insanca yaşam ve eşit hizmet götürmemektir.
Bu ülkenin ulusal öncelik ve çıkarlarına ters davranmaktır suç, ulusu, toprağı, insanı başkalarının çıkar ve emellerine oyuncak etmektir.
Bilgi ve aydınlanma çağında ; bu ülkenin çocuklarını bilgisiz, görüşsüz, düşüncesiz, karanlıkta bırakmaya çalışmaktır.
Büyüklerin de doğru haber alma ve düşündüğünü açıkça söyleme hakkını gizli -açık kısıtlamasıdır.
Suç insanlığın evrensel barış ve esenliğini düşünmemektir.
Suç düşünmek olamaz.
Prof. Dr. Rana Yavuzer ANADOLU
"Suç ve Ceza" kitabından.